TBMM Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca, 6 Şubat depreminin yıl dönümünde depremzedelerin taleplerini dile getirdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda; “Depremin üzerinden bir yıl geçti, dün tüm milletvekillerimiz ve vatandaşlarımız depremin etkisiyle büyük kayıpların yaşandığı 11 ildeydi. Bir yıl geçmesine rağmen hâlâ yüzlerce kişinin çığlıkları ve talepleri ile karşı karşıyayız. Barınma, beslenme ve eğitim başta olmak üzere en temel haklara erişemeyen binlerce insanın acısını paylaşmak, kayıpları anmak elbette çok değerliydi ama geride kalanların çığlıklarını duymak da değerliydi ve olmalıydı. Analiz etmesi ve aktif bir görev üstlenmesi gereken bu parlamentonun öncelikli görevlerinden biri” diye konuştu.
TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca, 6 Şubat depreminin yıl dönümü nedeniyle bugün TBMM Genel Kurulu’nda konuştu. Biçer Karaca şunları söyledi:
“Bir yıl geçmesine rağmen hâlâ en temel haklara erişememiş yüzbinlerce insanın çığlıkları ve talepleri ile karşı karşıyayız”
“6 Şubat depreminin üzerinden bir yıl geçti. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen deprem, 11 ilimizde silinmez izler, silinmez ve dinmeyen acılar bıraktı ve üzerinden tam bir yıl geçti. Kahramanmaraş, Hatay, Malatya, Adıyaman, Gaziantep , Diyarbakır, Şanlıurfa, Osmaniye, Kilis, Adana, Elazığ; her biri adeta silinmiş anılar, anılar, yerle bir olmuş bir coğrafya, yıkılan binaların yanı sıra yok olan hayatların, anıların, tarihin, tarihin de olduğu bir coğrafya. gelecek ve gelecek hayalleri.Depremin üzerinden bir yıl geçti, dün tüm milletvekilleri ve vatandaşlarımız depremin etkisiyle büyük kayıplar yaşayan 11 ildeydi.Her birimizin şahit olduğu gibi bir yıl geçmesine rağmen Geçtiğimiz halde hâlâ barınma, beslenme ve eğitim başta olmak üzere en temel haklara erişemeyen yüzbinlerce insanın çığlıkları ve talepleriyle karşı karşıyayız.Acıyı paylaşmak, kayıpları anmak elbette çok değerliydi ama Geride kalanların çığlıklarını duymak, analiz etmesi ve aktif görev üstlenmesi gereken bu parlamentonun öncelikli görevlerinden biri olmalıydı, olmalıydı.
Parlamento, millet iradesinin temsil edildiği, milletin en temel sorunları başta olmak üzere çözüm üretmesi ve eksiklerimizi bilerek bu çığlıkları bir yıl boyunca ve bundan sonra da duyması gereken en aktif milli iradenin tecellisidir. , yapılması gerekenin bilincinde olmak, aklı ve bilimi rehber edinmek. Ve bir kez daha altını çizmek isterim ki, bu çatı altında bu çığlıkları, adalet taleplerini, hak taleplerini yerine getirmek önce milletvekili sonra insan olarak her birimizin görevidir.
“DEPREM SONRA HAYALET ŞEHİRLERE DÖNEN COĞRAFYA’DA BAŞKA GERÇEKLİKLERİN VE BAŞKA TRAVMALARIN YAŞADIĞINI BURADA İFADE ETMEK İSTİYORUZ”
Ayrıca 6 Şubat depremi öncesi geride bıraktığımız dönemde duymadıklarımızı, unuttuklarımızı burada bir kez daha ifade etmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Mesela doğanın ve ekosistemin sesini duymadık, duysak bile unutmayı tercih ettik. Ancak unutulan şu ki, doğayı ittiğimiz bir dünyadan, çok daha büyük bir kuvvetle ittiğimiz doğanın bizi kenara ittiği bir dünyaya geçtik, yani iklimin neden olduğu sürüklenmeyi görmedik ve unutmadık. kriz ve ekosistemin yok edilmesi. Deprem felaketini yaşayan illerde kayıplar sadece yıkılan binalar olmadı. Hayalet kente dönüşen coğrafyada deprem sonrası başka gerçekliklerin, başka travmaların da yaşandığına burada da değinmek isteriz.
“ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ’NDE ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ADIYLA ÇOCUK SAĞLIK MERKEZİ KURULDUĞUNU, DEPREMDE OLASI KAYBI ALTINDA OLAN VE DEPREMDE UZUN KAYBI YAŞAYAN ÇOCUKLARIN TEDAVİ EDİLDİĞİNİ BELİRTMEK İSTİYORUM”
Az önce aklın ve bilimin rehberliğinden bahsettim. Söz verdim, burada da belirteceğim: Çukurova Üniversitesi’nde Çocuk Esirgeme Merkezi adında bir merkez kuruldu, depremde enkaz altında kalan çocukların uzuvları, protezleri ve ruhları tedavi edildi, uzuvlarını kaybeden çocuklar tedavi edildi. Gönüllülerin katkıları bu çatı altında giderek büyüyor ve daha da yaygınlaşıyor. Genişlemenin ve devam etmenin insanlık görevi olduğunu ifade etmek isterim. Bacağını kaybeden Emine’den sizlere selamlar getiriyorum. Emine enkazdan çıktığında şu sözleri söyledi: ‘Üniversite sınavına yürüyerek gidemeyecek miyim?’ Dün elinde mikrofonla yürüyerek sahneye geldi ve en büyük mutluluğunun üniversite sınavına yürümek olduğunu anlattı. Evet, başta rektör olmak üzere Çocuk Yetkinlik Merkezi’nde emeği geçen herkese teşekkür etmenin bir insan olarak ve bu parlamentonun bir üyesi olarak görevim olduğunu söyleyerek sözlerimi bitirmek istiyorum.
“BU MECLİS DEVLET İÇİNDE ÖNLEM İLKESİNİN GEREKSİNİMLERİNİN KARŞILANMASI İÇİN GEREKİYİ DERHAL ATMAKLA SORUMLUDUR”
Tedbir unsurunun hayata geçirilmesiyle deprem felaketinin yıkıcılığının ve afetinin hafifletilebileceğini, en azından önlenebileceğini, tedbirlerin unutulduğunu hep birlikte şahit olduk. Bu parlamento, devletteki ön ihtiyati unsurun gereklerinin yerine getirilmesi için acilen gerekli adımları atmak ve gereğini yapmakla sorumludur. Unuttuğumuz, ihmal ettiğimiz, yapmadıklarımızın varlığını hepimiz biliyoruz ve o bölgenin acısını kalbimizde çok hissediyoruz ancak aynı zamanda bir daha yaşanmaması adına şunu da ifade etmek istiyoruz. Bu konuda millet iradesinin tecellisi olan parlamentonun önümüzdeki dönemde daha duyarlı, daha aktif bir görev ve faaliyet yürütmesi gerektiğini bir kez daha dile getirdik. Bunu yapmayı görevim olarak görüyorum.
“O AFETİ YAŞAYAN VATANDAŞLARIMIZIN yasında ve HAKLARINI TESLİM ADALET MÜCADELELERİNDE YANINDA OLACAĞIZ”
Bu vesileyle, deprem sonrasında telafi ve kalıcı çözüm üretememe konusundaki ‘Kaybettiğimiz canlardan sonra bizi unutmayın’ diyen depremzedelerin tüm çığlıklarını duyduğumuzu ve bu çığlıkları duyduğumuzu belirtmek isteriz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu çığlıklara sessiz kalmayacağı ve bundan sonra da gereğini yapacağı konusunda sizler adına söz veriyorum. Yapılmayanlardan dolayı her birimizin o bölgede yaşayan vatandaşlarımıza bir özür borcumuzun olduğunu ifade etmek isterim. Dün 6 Şubat depreminin üzerinden bir yıl geçmişti ve orada her gün yaşanan dramı hep birlikte yaşadık. Anılarımız bir kez daha o ilk günün etkisi altındaydı; Yıkılan, yıkılan sokaklar, sımsıkı saklanan anılar… O felaketi yaşayan vatandaşlarımızın yaslarında, haklarını teslim etmek için verdikleri adalet mücadelesinde yanlarında olacak, onları acılı adalet taleplerinde yalnız bırakmayacağız. Geride kalan aileler, yaşananları ve yaşananları unutmayacağız, unutturmayacağız. Bir kez daha ifade etmek istiyorum.”